Kanunların Yasalaşma Süreci

Kanun Nedir?     Kanun, normlar hiyerarşisinde yer alan, devletin yasama organı tarafından düzeni sağlamada en sık kullandığı hukuki bir metin türüdür. Çoğunlukla metin halinde yani yazılı olmasına rağmen yazısız örnekleri de vardır. Peki, kanunun yasalaşma süreci nasıl işler?    Kanunun oluşum süreci ilk olarak öneri ile başlar. Bir kanun önerisini ya bakanlar kurulu ya da milletvekillerinin bizzat kendisi verir. Kanun önerisi açısından tek bir milletvekili dahi öneride bulunabilir. Eğer milletvekilleri bir öneride bulunurlarsa bu öneriye “ kanun teklifi ” denir. Eğer Bakanlar Kurulu bir öneride bulunmuşsa buna “ kanun tasarısı ” diyoruz. Yeni kabul gören sistemde Bakanlar Kurulu olmayacağından, bu sistemde Bakanlar Kurulu tarafından sunulan "kanun tasarıları" da ortadan kalkacak. Fakat milletvekilleri tarafından sunulan kanun teklifi geçerliliğini koruyacak.    Tasarı ya da teklif önce Meclis Başkanlığı'na sunulur. Meclis Başkanlığı bunu kom...

Kent, Kenttaşlık ve Yurttaşlık


   Kentler bağlı olduğu ülkenin hatta ve hatta bu ülkenin bulunduğu coğrafyanın bir aynası durumundadır. Geçmişten günümüze bütün kentler bulunduğu coğrafyanın gelenek ve göreneklerine kılavuz olmuş, bu ülkelerin mimari, idari vs. yapılarını bizlere tanıtmıştır.
   Kent kavramının ortaya çıkışı eski yüzyıllara dayanır. Feodal yönetimlerin bulunduğun Avrupa insanlığında kent kısmını asiller oluştururken, taşra kısmını istisnai zenginlerin yanı sıra fakir ve çiftçiler oluştururdu. Bu kısım insanlar barbar Avrupa toplumlarında istenmeyen kesim olarak görülmüştür.
   Öte yandan kent ile uygarlık arasında yukarıda belirttiğimiz benzeşmelerden ayrı sözcük benzeşmesi de vardır. Farklı kıtalardaki birçok farklı medeniyetin bu iki kelimeye kendi dillerinde karşılık gelen sözcüklerin neredeyse birbirinin aynısı olması bunun en somut kanıtlarından biridir. 
   Bu olgular Kenttaşlık ve yurttaşlık kavramlarını doğurur. Kenttaşlık anlayabileceğimiz üzere, daha sık kullandığımız hemşeri manasındadır. Tarihi çıkış zamanlarına göre karşılaştırıldığında kenttaşlık kavramının yurttaşlık kavramından daha önce ortaya çıktığı bazı bilimsel çalışmalarca kanıtlanmıştır. Bu kavramlar bilime konu olmaktan yanı sıra siyasete de malzeme olmuştur. Bazı düşünürler devrim hakkında yapmış olduğu görüşlerinde devrimin kentlerde gerçekleşeceğini düşünürken bazıları ise bu siyasal hareketlenmenin kır toplumlarında oluşacağı kanısına varmıştır.
   İnsan birlikte yaşamaya yatkın bir varlıktır. Bunu bir gereksinim olarak görür. Kent toplumlarında birlikte yaşayan insanlar bir takım bilinç ve sorumluluğa sahip olurlar. Bu bilince sahip insanların sahip olduğu bilinç, kentlerin birleşmesiyle birlikte oluşan devlet yapılanmasında yurttaşlık bilincine dönüşür.
   İnsanların dünya hayatında sahip olduğu, çevresini ve kendisini tanımada ihtiyacı olan bu bilinç ilk olarak antik yunan toplumlarında ortaya çıkmıştır. Fakat bu durum antik yunan toplumlarının ileri seviyede veya gelişmiş toplumlar olduğunu kanıtlamaz. Bu barbar toplumlarda yurttaşlık olgusu her insana verilmemiştir. İnsan insandan üstün sayılmış ve bu olgu belirli bir zümreyi kapsamıştır. Eşitliğin olmadığı antik yunan toplumlarında kadınlar, köleler ve belirli bir yaşın üzerindeki insanlar vatandaş sıfatını kazanamamışlardır.
   Kent insana belirli bir özgürlük kazandırır. Sınırsız özgürlük istenen bir olgudur. Fakat toplum yapısının genel koşulları bu özgürlüğün hudutlarını belirleyen veya sınırlandıran bir yapıdır. İnsanın özgürlüğü başkasının hakkının başladığı yerde biter. Bu özgürlüklere sınır koyamayan yani başkasının hakkı üzerinde söz sahibi olmaya çalışan insanlar toplum yapısını bozmuş ve eski feodal sistemlere zemin hazırlamışlardır.
   Bütün özgürlükler aslında tartışmaya açıktır. Malum kent yaşamındaki var olan yüzlerce kural insanı kısıtlamış ve bu durum kentlerde özgürlüğün olup olmadığını tartışılır hale getirmiştir. Ayrıca kentlerdeki özgürlük, kentin bulunduğu ülkenin siyasi düzenine göre de farklılık gösterir. Küreselleşmeyle tek tipleşen sistemler özgürlükleri daraltmakta ve buda kent yaşamında özgür olma düşüncesini olumsuz yönde etkilemiştir. Özellikle kapitalist düzenin getirdiği rekabetçi durum insanları karşı karşıya getirmiş, bir rant mücadelesine sokmuştur. Bu durum yurttaşlık olgusunu çürütmüştür.
   Öte yandan teknolojik gelişmelerle birlikte gelen kolay para kazanma vaatleri de kent düzenine olumsuz yönde etki etmektedir. Değer yargılarımızı yıkmaya aday, küreselleşmenin getirmiş olduğu teknolojik gelişmeler olumsuz yönleriyle alındığında kentleşme ve vatandaşlık olgularına apaçık bir düşman haline dönüşür.


Yorumlar

Translate