Varlığına niçinlerin sebep
olduğu, bu esrarengiz dünyalarımız için işleyen her dakika ve saniyelerimiz mühim bir amaca hizmet etmektedir. Akrep ve yelkovan kardeşlerin yoğun mesai nöbetleriyle 7/24 durmaksızın çalışmalarındaki bu amaç, insanı farkındalık eleğinde öğütmek, acımasız dünya sisteminde, kader
çarklarının öğüttüğü insanoğluna kim olduğunu hatırlatmaktır. Öğütülen
insanların eleklerinden geçmeyi başaramayan sorunlar, deşifre olan kimliklerini
yeniden gizlemek için emin olun ellerinden gelenin en iyisini yaparlar.
İstemsizce başlayan bu felsefi soğuk savaşı başarıyla savunabilen insanoğlunun
kalbine bir müddet sonra yalnızlık hissi düşüverir. Düştüğü yeri yakıp kavuran
bu negatif olgu, insanları birlikte yaşama ihtiyacıyla karşı karşıya bırakır. Tüm
olay örgülerinin sonunda olduğu gibi olayın kahramanının bir final oynaması
gerekir. Bu olaylardan sonra finaldeki
son oyunu oynayan yalnızlık, yerini toplum olgusuna bırakarak bulunduğu sahneyi
belki koşarak belki de ağır adımlarla terk eder.

İnsanoğlu bulunduğu tabiat yapısından ve Allah tarafından bahşedilen
aklının ve düşünme yeteneğinin doğrultusunda toplu halde yaşamaya yatkındır.
Çünkü bazı ödev ve sorumlulukları bulunan insanoğlunun iradesi gibi
özgürlükleri de cüzidir. Sınırlanan bu özgürlükler insana yüklemiş olduğu
sorumluluklar kadar ihtiyaçları da beraberinde getirir. Tüm bunların neticesi
olan toplu yaşama gereksinimi ise sosyoloji bilimine konu olmuştur. İnsanları
ve insan topluluklarının ilişkilerini derinden inceleyen bu bilim dalı, antropoloji
gibi konu bakımından yakın olan birçok bilim dalından içerisine karışan
edebiyat olgusuyla ayrılır.
Edebiyat ruh işidir. Bazen eczanelerde bulunamayan bir ilaç, bazen sıkı
bir dost ve yoldaş, bazense yol göstericimiz durumundadır. İşte bu yüzden ki
sosyoloji bir bilim olmasına rağmen beyne değil kalbe dokunur. Beynin durması
kalbi bağlamaz. Kalp istediği zaman pes eder. Şayet ki kalp durursa her şey
durur. İşte bu yüzdendir ki Sosyoloji insanın o anda var olma sebebidir.
Bizleri doğanın en mükemmel canlısı kılan Allah, bahşetmiş olduğu akıl
ve fikrimizle bizleri düşündürmek, düşünüp anladığımız şeylerden ise ders
çıkarmamızı ister. Biraz düşünürsek eğer niçinlerin memleketini kavramaya nasır
olabiliriz. Her saniye ve dakikalarımızın soğukkanlı işçileri, her bir adımında
yorulmadan yürüyen yelkovanla akrep kardeşlerin bu denli ciddi ve istikrarlı
adımlarındaki sır, ancak ve ancak aldığımız nefesi dahi sorgulayarak
anlaşılabilir. Her olgu ve durum karşısında sorduğumuz herhangi bir soru cümlesi
bizleri İnşallah dünya sırlarına erdirecektir. Çünkü her bir sorunun cevabı
diğer cevabın sorusunun malzemesi niteliğindedir. Dolayısıyla her bilgi bir
bilgidedir. Bu gayeyle yola çıkan insanoğlunun ise yolda kalması imkânsızdır.
Yorumlar
Yorum Gönder